İslam Felsefesi

İbn Arabi'nin Vahdet-i Vücut felsefesi ve Meşşai filozofları arasında bir çatı altında çalışan bir zihinsel yürütme, hem de felsefi ve sosyal teorik bir gözlemleme olarak düşünüyoruz. Bu yürütme, antik İslam dinlemezisindeki eleştirilere, kendi zamanlarına özgü bilgi ve yöntemlerine ulaşmış bir perspektif sunar.

1. Altın Ortada Teorisi: Bu teori, ekonomik krizlerin sebebí yine de sürekli ve sürdürülebilir bir orta sınıf geliştirilmesi gerektiğini öne söger. Ancak bu teori, sadece ekonomik bir açıdan inancı olabilir ve toplumsal ve sosyal yönler de dikkate almalıdır.

2. Nihai Mükemmellik ve Mutluluğun Ancak Bir Toplum İçinde Mümkün Olması: Bu kavram, toplumun genel mükemmel bir duruma eranması ve herkesin mutluluk arayışına katılmasını sağlaması gerektiğini öne söger. Bu hedefleri ulaşmak için günlük hayattan büyük çerçevenin üstesinden bir çıkardığımız gerekir.

3. İslam Dini Yorum ve Şeriat Uygulama: İslam dinlemezisinde, Kur'an ve Sünnet'e ita yapılan bir çıkardığımız ve toplumun ameliyetleri bu kaynaklara göre uygulandığını sağlamak, dinin sosyal yasal ve bilimsel yönlerini geliştirmemiz faydalidir.

4. Mistik Felsefe: Mystic (sezgi deyimli) felsefe, hem rasyonalizmden hem de ilahi keşfeler arasında bir mostara yapar. İbn Arabi gibi felsefi yaklaşımlarla mistik bilgilere ulaşmak, hem sezgiyi deneyimlerimizi hem de rasiyonsal düşüncelerini pekiştirerek derinlemesine kadar bilgiye ulaşabiliriz.

5. Sosyal Varlık ve Sosyal Adalet: Toplumun sosyal varlıklarını ve haklarını anlamak, ayrıca bu varlıkların dinlemezisindeki yerini ve önemi dikkate almak, sosyal adalet ve eşitliği desteklemek için kritik öneme sahiptir.

6. Vahdet-i Vücut Felsefesi: İbn Arabi'nin felsefi yaklaşımı, hem de mevcut varlıkların Allah'ın zahiri teccedi olanlar olduğunu kabul ederken, aynı zamanda bu varlıkların birliği ve eşitliki (batin yön) de anlamadan kalmaz. Bu, hem panteist bir yaklaşımı yansıtan hem de Allah'ın tesisini destekleyen bir görüşüdür.

7. Kitle ve Din: Kitle için dinin özellikle sosyal bir varlık olarak anlaşılabilirse, hem de kendi sosyal yapılarını ve normalarını dinlemezisinde geliştirmelerine odaklanabilir. Dinin sosyal rolü ve etkisi, toplumun büyümesi ve yeteşme kapasitesini artırabilir.

Bu yürütmenin her biri, modern düşüncedeki felsefi, ekonomik, sosyal ve din çerçevelerinden geniş bir perspektif sunarak bizi, hem de toplumuzun geleceğini dikkate alırken, kendi zamanlarına uygun ve hem de kendilerine göre değerlendirileren bir bilim adamı olarak gelişmek istemektedir. Umarım bu yürütmenin hedefleri ve kapsamları İbn Arabi'nin ve Meşşai filozoflarının zihinsel arayışlarına göre anlaşılır ve onların felsefi yaklaşımlarına entegre edilebilir bir çaba olduğunu düşünebilirsiniz.